7 Mayıs 2015 Perşembe

Backpacker Ruhu

BİR BACKPACKERIN HİSSETTİKLERİ

Dilediğin gibi gezmek, her gününü farklı bir yerde geçirmek, yeni insanlarla tanışmak, ucuz hostellerde kalmak... Her insan için farklı bir tanımı vardır backpacker olmanın. Benim için backpacker olmak, özgür olmaktır.

Bir çantaya bu kadar derin bir anlam nasıl yüklenebilir? Bu duyguyu yaşayanlar anlayacaktır. Sırtıma backpackimi geçirdiğim anda ruh halim bir anda değişiyor, yüzümde sebepsiz yere bir gülümseme oluyor.

Bütün eviniz sırtınızda, arkanıza dönüp bakmak bile istemiyorsunuz. Tüm stres, sorumluluklar, sıkıntılar bir anda kayboluyor ve sizin doğrularınız başlıyor. Attığınız her adımda kaderinizi baştan yazıyorsunuz. Yarın ölecekmiş gibi, her anını dolu dolu yaşama isteğiyle doluyorsunuz. Nasıl yaşamak istersem, öyle yaşarım hissi tüm vücudunuzu kapladığında tüm hayatınız değişiyor ve artık sizin için backpack, özgürlüğe giden yol oluyor.

Sanki büyülü bir gücü varmış gibi, hayatınızı etkileyen tüm değerleri ortadan kaldırıp, kendi kayışları ve ipleriyle sizi kontrol ediyor. Nerede olmak, ne yemek, kiminle konuşmak, hangi adımı atmak isterseniz, arkanızdaki ses: "Hadi yap! Bu anı bir kere yaşayacaksın!" diyor.

Yetiştirmesi gereken bir iş veya geçilmesi gereken bir sınav yok backpackerın hayatında. Tek amacı daha çok gezmek, daha çok deneyimlemek, hayatı daha çok hissetmekten ibarettir. Ertesi gün yetecek kadar parası da varsa, ondan daha mutlusu yoktur.

Bütün bu mutluluğun ortasında bir backpackerın ne derdi olabilir ki? Gereksiz yere yük olan fazladan bir tişört mü? Evde unutulan bir eşya mı? Hayır. Sonraki seyahatine ne zaman başlayacağına karar verememektir. Bir kere bu hissi yaşayan, bir daha isteyecektir. Nereye giderse gitsin, her zaman en doğru yerdedir. Çünkü bir backpacker, her zaman hisleriyle hareket eder.

Bir derdi olduğunda etraftaki backpackerların ona yardım edeceğini bilir. Kim olduğun veya nereden geldiğin önemli değildir. Backpackerlar arasında her zaman kardeşlik ortamı, görünmez bir karşılıklı saygı kalkanı vardır. Birbirlerinin ruh halini çok iyi anlarlar. Ve en önemlisi; bir backpackerdan asla zarar gelmez.

Sahip olduğu para ile değil, yaşadığı tecrübeler ile övünür. Okuduğu okul, çalıştığı iş, kazandığı ödüller değildir gurur kaynağı, pasaportundaki damgalardır. En büyük sermayesi ise, sahip olduğu anılar ve kazandığı dostluklardır.

Sanki gerçek dünyada değilde, gerçekten Dünya'da yaşadığını hissedersin o çantayı sırtına aldığında. Özgürsündür, istediğin hayatı yaşıyorsundur. Yollarda diğer backpackerları gördükçe bu yüzden onlar adına mutlu oluyorum. Çünkü biliyorum ki, o insanlar hayattan keyif alıyorlar...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder